KUMCUL – Edip Cansever

EDİP CANSEVER KUMCUL

Kum, o nisan günlerinin ufalanmış gölgeleri
Kuruyan gözlerimde kirli bir rüzgâr
Kül renkli bulutlarla bir yangın sonu
Güneşler, şeytan minareleri, yıldızlar
La beraber sayısız ayak izleri
Niye hiç kimse konuşmuyor kadar.

Öyle durgun ki nasıl, çok sıkılan bir yüzde
Hep aynı şeyi düşünmek kadar
Yaşadığınız gibidir uçsuz bucaksız
Upuzun bir kuşa benzer
Gövdesini gördüğünüz yalnız
Kıyılar, gökyüzü, büyütülmüş bardaklar.

Kımıldar ellerinizde kendi elleriniz
Bir balıkçıl tadına alçalır, bu da var
Gelir bir ölüm gibi korkusuz, sessiz
Ve gider geldiğince sesi doygunluk olan kanatlar
Gözleri gördüğü yerden bakar
Yılgınlar, yitikler, yalnızlar.

Edip Cansever
-Nerde Antigone/
Sonrası Kalır I-

HİKAYELER – İlhan Berk

İLHAN BERK HİKAYELER

Senin için ötesi yok bir yolculuk düşünüyorum
Evimizi barkımızı bırakıp arkamızda
Başımızı alıp kaçacağımız bir yer yok olacak burası
(Biliyorum, düşünmedik henüz bunu ne sen ne ben)
Belki bir kertenkele kadar uzanıp rahat ederiz orada
Belki çocukluğundan beri düşündüğün bol direkli bir liman olacak.
(Çıplak şimal çocuklarının boylu boyunca uzandıkları ıslak ve
esmer bir kumsal, açık hikâyeler anlatan ihtiyar kızlar)
Belki sade hareketini seveceğimiz bir yer
İşlenmedik günahlara hazırlanacağız
Belki ne o, ne bu olacak
Fakat biz seninle bir ömre dek yolculuğa çıkacağız.

***
Ve sen bir yığın tutan ilaç şişelerini kıracaksın
Ne tütüne ne esrara ihtiyaç kalacak
Salkım salkım yıldızlar bize bütün sarhoşluklarını dökecek
Diz dize geliriz eski günahlarla
bütün geriyi düşünmez oluruz
Uçacaklardır, aslı yok sabahların ile kuşlar avuçlarına
Ve serseri çocuklar avuç avuç getirecekler
Bize hiç işitilmedik hikâyelerini

İlhan Berk
1939
-İlk Şiirler/Eşik-