kılıç artığı poe-tik-ler – A.Hicri İzgören

I
Masallarımız aynı düşlerimiz bir
Aynı ateşin yaktığı ağıtlardan geliyoruz
Kentin en uzak köşeleri
Hüznün ele verecek seni
Öyle mahzun bakma çocuk
“Devletin ve milletin bekâsı” zedelenir

Orda aşka yardım ve yataklıktan
Sabıkalıdır şiir.

II
Acı ata yadigârıdır
Bin yıllık bir tarihi var
Beni bana kırdırır
Kehribar bir tespih gibi
Çek çek bitmez
Kimi zaman yaşayıp yaşamamak
Birbirine eşittir

Orda zembereksiz bir saat
Kırık bir keman gibidir şiir

III
Hüznü bir bohça gibi vurup sırtına
Söyle hangi acısıydın viran evlerin
Kanlı bir mendil kaldı geride
Serin bir su yavru bir kuş gibiydi
Meçhulümüzdür nasıl bir ölüme gelin gittiği

O mendilin kokusunda
Kanın dördüncü halidir şiir

IV
Maskeler atılmış roller ve replikler
Derin bir uykuya dalmıştır
Bir şarkıda ağlarken
Bir çiçeği sularken
Onlarla konuşur görürsem seni

Demektir
Şiir yeni çığlıklara hazırlıyor kendini

V
Hepsi de yaralı bir cerenin resmidir
Açılırsa bir sayfası unutulmuş defterin
Orda herkes kendi payına düşen
Bir yangınla karşılaşacak
Ve görülecek
Kaç kadın ezilmiş ayak altında
O canavar evlerin

De ki
O defterin dipnotlarıdır düşünde düş görür şiir

VI
Piyasa şartları nedir
İstatistik yasaları ne söyler bilmem ama
Bir avuntu bulunur her zaman
Peşin fiyatına taksitle
Biraz etik estetik
Biraz kolesterol biraz turnusol
Vazife ulufe biraz felsefe
Bunca hawar hiç rayting yapmıyor demek
Vatanperver bir münevver olarak
Sizin bu konuda bakışınız kaç amper

Belki de
Turnusolün sudaki rengidir şiir

VII
Daha yirmi dört saat
Hayati tehlikesi var diyor doktor
Durmadan morfin yapıyorlar
Kurtulsa da izi kalırmış
Yüreğini ezmiş aklının paletleri

Bir saatin tik-taklarıdır orda
Beşinci mevsimin adıdır şiir

VIII
Biz mi taşırız aşkları
Aşklar mı bizi
Şimdi hangi kentte
Yağdığını unuttuğum bir yağmur
Ertelenmiş bir aşkın saçlarını yıkıyor

O günden beri
Öznesi yaralıdır şiirin

IX
Orda yıldızlar daha parlaktır
Aynalar daha ayna
Yaşamaya başladığın an
Biraz daha koyulaşır ağaçların yeşili

Orası
Şiirin kendini göndere çektiği yerdir

X
Sensiz paslı bir çivi gibi duruyorum
Bir duvarın yüzünde
Ateşe ve rüzgâra dair bir dize kuşan
Bu geceyi teslim al
Bir selam uçur bana
Hâlâ bir sabah serinliği ise adresim

İnsana dair her çığlık
De ki şiirdir biraz

A.Hicri İzgören

  • Suç Duyurusu /
    kılıç artığı poe-tik-ler,1999 –

yalnız/lık – A.Hicri İzgören

“Ey bilene bilene tükenen bıçak”
Turgut Uyar – a

Bu caddenin sonu yosun yolu
Arnavut kaldırımlı bir sokak
Ihlamur kokusunda dur
İşte sevincim numara 70
Bu evde bir gençlik bırakmıştım
Bir gülüş bir haykırış biliyor musun

(Göksuda ne bülbüller soylu
Ne karlar temizdir artık ne de nisan kahraman
Kalan bir yokuş ve bir fasıl hafız burhan’dan)

Şu akşamüstleri çok gaddar
Çilingir soframız hazırdır belki
İki tek votka biler bizi dinleniriz

Sonra akşam olsun varsın buruşsun sular

A.Hicri İzgören
22 Ağustos1985
-Gurbeti İncitmeden-

alıp başını gitmek oluyor şiir – A.Hicri İzgören

A HİCRİ İZGÖREN ALIP BAŞINI GİTMEK OLUOR ŞİİR En Son Ne Zaman Gülmüştük Biz Böyle - Gökçenur Ç.

Ne yapsam
O esrik saatler çıkmıyor anılardan
Kırılıp dökülmüş bir şeyler var hep
Sebepli sebepsiz geliyor nöbet
Alıp başını gitmek oluyor şiir
Apansız dalıyorum
Gözlerimde yankısı kalmış
Bu kentin bungun sokaklarına
Sırılsıklam bir yağmur arıyorum

A.Hicri İzgören
-Sessizliğin Sağnağı-

sürgün – A.Hicri İzgören

sürgün - A.Hicri İzgören

“Sen o uykusuz geceler altında
Umudunu kaybetmeyen şehir”
A.Kadir-e

I
Kaç kez kapısını çaldık o şehrin
Bunca takvim eskittik sırrına ermek için
Bulaşmadık rüzgâr kalmadı bu kitaplar bu notlar
Ya başlayan kavga ya arkadaşlar ve arkasızlık

II
Nerde keder varsa toplamış almış
Sürgünler öznesi bir çileciye yakışan
Konuşurken yürürken izlerken ve içerken
Dalgın bir merhabadır herhal
Acılar kıramamışsa direncini
Hüzün ele vermiştir her zaman o dervişi

A.Hicri İzgören
-Verilmiş Sözdür-

 

yoksa küldür – A. Hicri İzgören

KEMAL ÖZER

— Korumasız güvercin resimleri yetmiyor artık
Yetmiyor zeytin dalı

Öyle eyle ki etiyle kanıyla
Soluk alıp veren bir sözcük olsun barış
Göklerde yer açsın uçurtmalara ısıtsın içimizi
İnsan soyunun o ebedi utancı —savaşı
Emziren bütün damarlar tıkansın de ki
O kor gözlü kedi kendi yavrularını yemesin
Tarihin tozlu sayfalarına kat kül ve dumanı de ki
Kutsal kılınsın artık o en büyük hak
Yaşamak

Yoksa umutlar çoğu kez sayrılıktır
Zeytin dalı bir masaldır yoksa
Küldür çiçekler balıklar kuşlar ve çocuklar
Sevinçler ve keder ve mutluluklar
Suların aynasında küldür ayışığı ılık geceler
Ve sevişmeler

Kala kala acılardır bu uygarlık fosilleri üstünde
Bu kıtlık kıran dünyada kan ve barut kokan bu dünyada
Sıcak aş sıcak ocak yerine “sıcak bölgeler”
Kıl payı yaşamla ölüm sevgiyle nefret yanyana
İşte bir yontu gibi duran yalnızlığımız
Tepemizde eğri gagalarını bileyen akbabalar

Yoksa umutlar çoğu kez sayrılıktır
Zeytin dalı bir masaldır yoksa
Barış için savaşa çarpmıyorsa yüreğimiz
Payımıza düşen utançtır ağulu bir bıçaktır
Sular da temizleyemez
Bizim de suçludur kirlidir ellerimiz

A.Hicri İzgören
-Yine Menzilde-

 

kendine karşı – A.Hicri İzgören

A.HİCRİ İZGÖRE KENDİNE KARŞI

Yoksa umut da tükenir bir şeydir
Bir iç çekişe vakit kalmadan

Kendine el kapısı olursun
Bu kent sana zor gelir

Yaz gibi bir şeyler söyle
Güneş gibi kum gibi

Sen orda kendine karşı
Hep öyle güzel kal, uzak

Her saat gözlerinde bir buğuyla
Kimsenin görmediği

A.Hicri İzgören
-Bedeli Ödenmiştir-

bir ömür yetmez – A.Hicri İzgören

A HİCRİ İZGÖREN BİR ÖMÜR YETMEZ

Bahtı teninden yanık bir serencamdı
Bir ömrün bana giydirdikleri
Kaçamadım şerrinden şamarından feleğin
Daha tüysüz bir çocukken dilim dağlandı
Yasaklarla korumaya alındı bütün düşlerim

Ardımsıra kurallar devriyeler gezerdi
Başım üç numara traş trahomlu gözlerim
Babamın ters-yüz ceketi gibiydi hayat
Acısı bol bir ağıt gibi dururdu bedenimde
Ya da sokaklarıma dar gelirdi.

Parçalanmış bir aynada büyüttüm kendi kendimi
Kurşun eritilirdi başımda okunmuş sular içerdim
Boynumdaki muskaya havaleydi bütün hâllerim

Hem takdir hem tekdirlik bir mektepliydim on beşimde
Yağmurlar ve şarkılar kardeş gibiydi
Şarapla tanıştığım rüzgâra bulaştığım takvimdi
Hepsi bir şiirin eskizleriydi belki
Sonraki yaralarıma sargı bezleri

Ten çıra olmamıştı yazgım henüz bakirdi
Giz yüzle tanıştı sonra boynunu sıktı muska
Bir tren yolculuğunda bozdum bekâretini

Sonrası âhir zaman kahır mevsimi
Yenildiğim yıllardı kapılar kilitliydi
Rüzgârsız kaldım dilim paslandı otuzumda
Tezgahlarda boylu boyunca ertelendim yarına
Gözlerinin düsturuyla kırdım gecenin çemberini
Kaç arkadaş daha silindi kütüğünden
Notalara söz oldular şiirlerle kutsandı isimleri

Kırk kere bozmuştum tövbemi kırkıma geldiğimde
Sığınacak bir dergâhım da yoktu üstelik
Biraz daha büyütmüştüm yaramı
Bende gözlerin kaldı o şarkının sözleri
Bu biraz da kendimi seninle tanımlamak gibidir
Orda saklıdır dünyanın bütün hazineleri
Kutlu bir mirastır elbet
Bir ömür yetmez anladım
Yazmak için bütün sen’leri

A. Hicri İzgören
-suç duyurusu-

Görsel: Marta Eva LLamera

günahın boynuma olsun – A.Hicri İzgören

A.HİCRİ İZGÖREN GÜNAHIN BOYNUMA OLSUN

Gecenin yorgun göğsüne dayalı başın
Gözlerinde bütün bir ömrün sitemi
Kendi ellerinle büyüttün
İçini kemiren bir kurt oldu yalnızlık

Ey acının körpe gelini
Gözlerin gözlerime vurunca
Bir öfke silahlanır içimde
Zaman dayanmaz atlar gemsiz
O saat arzularım yabani

Şimdi kadehler kaldırılır
Bozgunum üzre
Bu kadar geniş dünya
Gör ki nasıl daralır
Sevdin mi ölesiye sev gözü sürmelim
Yaşamak seni sevmek değil mi

Yollar yokuştur perçemi kınalım
Bildik de geldik
Yazı var kışı var dedik de
Sen de saydın mı yılları ayrılıkları

İşte bir daha diyorum
Bir kardeş ateşi yakarak gönüllerde
Kurarız dost sofrasını
Günahın boynuma olsun

A.Hicri İzgören
-Sessizliğin Sağnağı-

 

adagio – A.Hicri İzgören

 

Düş ya da söylence
Gözlerinin hışmında
Akordsuz gecelere yenildim durdum
Çok üşüdüm doksansekiz kışında

Bütün sorular sıfırın altında soruldu
Akrepsiz yelkovan kaldım
Gölgem bıraktı beni
Sıfırın altında dolaştı kan

Yanıt (a) şıkıydı hep
Gecenin kana karıştığı an
Yorulurdu bütün renkler
Düşerdi bir bir kaleler
Alırdı bir keman

Düş ya da söylence
Vardır elbet bir meali
Uzun cümleleri sen onarırsın belki
Anıları yıkayan bir yağmur gibi

Yeniden kanatır kendini eski bir yara
Tüm zamanları toplar
Bir anının nabzında
Unutlulmuş adreslere selamlar gelir
Paganini hıçkırmaya başlar birazdan
Ben yine yenilmeye geliyorum
Gözlerinin kışında

A.Hicri İzgören
-Düş Yorgunu-