yurdum, yalnızlığım benim… – Hilmi Yavuz

HİLMİ YAVUZ YURDUM YALNIZLIĞIM BENİM

yurdum, yalnızlığım benim!
nereye gidersem oraya
siyah bir gül düşüyor
giderek büyüyen yaraya..

yurdum acılarım üşüyor;
sevgilimsin, kara yara

yurdum, yalnızlığım benim!
elmas kılıcı kitabın
vuruyor daha derinden
işlemek için oraya…

sevgilimsin kara yara..

Hilmi Yavuz
– yara şiirleri-

Güz – Nazım Hikmet

NAZIM HİKMET GÜZ

Günler gitgide kısalıyor,
yağmurlar başlamak üzre.
Kapım ardına kadar açık bekledi seni.

Niye böyle geç kaldın?

Soframda yeşil biber, tuz ekmek.
Testimde sana sakladığım şarabı
içtim yarıya kadar bir başıma
seni bekleyerek.

Niye böyle geç kaldın?

Fakat işte ballı meyveler
dallarında olgun, diri duruyor.
Koparılmadan düşeceklerdi toprağa
biraz daha gecikseydin eğer…

Nazım Hikmet
-Şiirler 4-

 

ANDANTE – Özdemir Asaf

ÖZDEMİR ASAF ANDANTE

“Başkalarının ekmeği acı,
başkalarının merdivenlerinden
çıkmak eziyetlidir.” Dante

Ben hayvandım, deyelim/
Vurdunuz.
Önce siz yaralandınız, sonra ben yaralandım.
Ben durunca durdunuz.

Soğuktu, donuyordum.
Yaralarım vardı, sardınız.
Bir denizde boğuluyordum,
Kurtardınız.

Açdım, deyelim/
Bir simid istedim sizden.
Ya ben söylemesini bilmedim,
Ya da siz simidden korktunuz.

Özdemir Asaf
-Nasılsın-

GÜHERÇİLE – Mehmet Can Doğan

MEHMET CAN DOĞAN GÜHEÇİLE

Bu çakmağı yeni aldım
seni düşünmeden
saçların hiç gelmedi aklıma
şimdi birden geldiğine bakma
dudaklarının rengini andırdığını
sonra fark ettim
ve bir anı
dudaklarının yanına konulmuş
lacivert bir anı

“Sevgilin düşünür seni”

Arabadaydık kuşluk vaktiydi
şimdi hatırladım ne garip
daha kurumamış
-Kurumaz ki

rujundan bahsetmiştik
evet kuşluk vaktiydi
serindi
nedense öğle üzeri yaşanmış
bir an gibi hissediyorum şimdi

Gecenin bu lacivert vakti
değiştiriyor kuşluk saatini
değiştiriyor demek ki
-Demek ki

ve öğle üzerini
bir çakmağın
dudaklarda parlayan alevi

Oysa alırken hiç aklıma getirmediğimi
düşünüyordum seni
-Demek ki

Rüyasında sevdiğinin tam öpüşürken
hep çalıya dönüştüğünü gören
ve çalıyla öpüşmeyi öğrenen
üvey ikizim dün dedi ki

“Aşk bir hatırlamadır
ve beden karıştığında
perîşân olur dudak
yener onu her sevgi
ayrılığa döner her aşk”

Hepsi mi hepsi mi

Evet hepsi

Buymuş meğer perîşân
çakmağın bildiği
bildiğin gibi

Mehmet Can Doğan
-üvey ikiz-

 

Sarhoş Akşam – Ümit Yaşar Oğuzcan

ÜMİT YAŞAR SARHOŞ AKŞAM

Yine akşam olacak
Ellerim cebimde yollara düşeceğim
Güzel bir kadın geçecek yanımdan
Tükürüp yüzüne kaldırımların
Dönüp birdaha bakacağım

Kulaklarımda bu şehrin uğultusu
İçimde bir bezginlik yaşamaktan yana
Dükkânların pırıl pırıl vitrinlerinde gözlerim
Yalnızlığım, parasızlığım aklıma gelecek
Bir sigara daha yakacağım

Derken bir meyhanede bulacağım kendimi
Sigara dumanları, mezeler, açık saçık fıkralar
Bütün damarlarımda dayanılmaz yokluğun
masada sen, tabakta sen, şişede sen
Beni affet, bir kadeh daha içeceğim.

Ümit Yaşar Oğuzcan
-Şiir Denizi 1-

Bedri Rahmi Eyüboğlu – Ümit Yaşar Oğuzcan

BEDRİ RAHMİ EYÜBOLU DESEN YASTIK KILIFI ÜMİT YAŞAR IN ŞİİRİNDE

Ne zaman seni ansam; hayalimde hep o şiir var
“Önde zeytin ağaçları arkasında yâr”

Sanki o sonbaharı seninle yaşıyorum
Kara saplı bıçağı sırtımda taşıyorum

Neyleyim Bedri Rahmi, dalları neyleyim
Şiir yazmadığın bunca yılları neyleyim

Yoksa acılarınla tel tel çözülüp kaldın mı
Yaradana Mektupları’na bilmem cevap aldın mı

İnanmam, senin gibi bir ozanda şiir biter mi
Gözümüzün bebeğinde sana sitem var Bedri Rahmi

Ümit Yaşar Oğuzcan
-Şiir Denizi 2-

Unutma Ki – Ümit Yaşar Oğuzcan

ÜMİT YAŞAR UNUTMA Kİ

Sen uykusuzluk nedir bilir misin
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç
Gelmeyince
Seni aramayınca
Ölesiye ağladın mı
Sonra çekilip en koyusuna yalnızlıkların
Ona ait ne varsa
Bir bir hatırladın mı

Sen günden güne erimeyi bilir misin
Dev bir ağacın vakarı içinde ölmeyi
Bir teselli aramayı
Issız parklarda, tenha sokaklarda
Ve bütün şehir uyurken uzaklarda
Deli divane yollara düşüp
Yaşlanmış bir köpek gibi
Eskimiş bir gömlek gibi
Atılmışlığını hissettiğin oldu mu
Sevmekten
günler geceler boyu yürümekten
Elin ayağın yoruldu mu

Sen yalnızlığın acısını bilir misin
Unutulmak bir hançer gibi saplandı mı sırtına
İçinde kıskançlığın zehirli çiçekleri açtı mı
Bütün gururunu çiğneyip
Sevdiğinin geçtiği yollarda
Bastığı toprakları eğilip öptün mü
Sen çaresizlik nedir bilir misin
Yanan başını
Duvarlara vurup parçalamak geldi mi içinden
Sen her gün bin defa öldün mü

Böyleyim diye ayıplama beni
Bir gün kendimi
Sonsuzluğun koynuna bırakırsam
Yaralı ve yenik bir asker gibi
Darılma
Unutma ki
Her seven adsız bir kahramandır
Unutma ki
İnsan; sevdiği ve sevildiği kadar insandır

Ümit Yaşar Oğuzcan
-Şiir Denizi 2-