YENİ GÜNE EZGİLER – Ahmet Oktay

YENİ GÜNE EZGİLER - Ahmet Oktay

VI. İNSAN SESİ BİR TANSIK

Titriyor yağmur taneciği asma
yaprağının üstünde: göz pınarında
bir damla yaş; akıp gidiyor sonra
yıldızın parıltısıyla. Sayısız
im, sayısız yöneliş: Suyun
burcunda sallanıyor alaca
bir mendil: Bulundun yitik yolcu
gecenin sonunda, karabasanın sonunda;
yorgun gövdeni bırakıyorsun
ot mindere.Bir tansık olan insan
sesi ısıtıyor avuçlarının içinde,
dikenli tellerle berelenmiş
ellerini. “Yüzünü çevirince
acı benimle konuştu” diyor korucu,
kırarken ikiye bir kibrit
çöpünü. Her nesne im, her an yöneliş:
sokulacak yer arıyor topal kedi
ikindi serinliğinde; muhtarın
oğluda onu nişanlıyor, elinde
sapan. Herkes birinin zalimi.
Yine de ısınmaya çalış güneşle
kırgın yürek: Niye belleniyor
toprak? Giz değil; düş gören
hayırdır diyor; giz değil.
Kabuk bağlıyor iyileşen
yara. Biliyor izi kapansa da
insan; şurdaydı ve günlerce
sızlamıştı. Ah taşa özgü
unutmak! Kırlangıç bulur önceki yazdan
kalma yuvasını; deli konuşur
annesinin gözleriyle, kilitlenmiş
olsa da dili. Ah ağlayış da gerekli
gülümseyiş de: Böyle uyardı
gözcüsü kanlı günlerin, incirin
dibine kurarken sofrasını; “Ancak
unutmayan anlayabilir” diye ekledi sonra:
“Samanın açtığı dehşet falını”.

Ahmet Oktay
-Kara Bir Zamana Alınlık-