Burada
olacağım.
Burada
bu karanlıkta
cama dayalı, taşa sarılı, ipe bağlı
bu sarmaşığın
kuruyan dalları arasında
kanatlarımın titrekliğini
salarken havaya
biliyorum artık :
Var —
olacak.
Gelecek beni burada bırakan
serin esinti
sesimin kısıklığı
gidecek.
Alacak beni götürecek
o serinlik dinlendirecek.
Gelecek beni buraya atan
dingin üzüntü
sesimin kırıklığı
gidecek.
Alacak beni götürecek
o dinginlik
iyileştirecek.
Var o tını :
Gelecek.
Ben de geleceğim o zaman geri,
hiç olmadığım gibi yıllar boyu.
Koyu sesim tınlayarak
anlam dolu
doldurarak havayı
oldurarak :
Ben de gideceğim o zaman ileri,
hiç olamadığım gibi yıllar boyu.
Kutlu sesim çınlayacak
anlam dolu
olgunlaştırarak havayı
oluşturarak.
Ben de bulacağım o zaman seni,
hiç ulaşamadığım yıllar boyu.
Mutlu sesim fırlayarak
anlam dolu
delip geçerek havayı
varederek.
Sen :
Kısık sesimin özlediği
serin tını.
Kırık sesimin istediği
dingin tını.
Bezgin sesimin beklediği
gergin tını.
Varsın
geleceksin.
Varken, ölecekken
varım, olacağım:
Var —
olacak.
Olacak öylesine bir aydınlık ki
varlık
çatlayacak.
Olacak öylesine bir karanlık ki
yokluk
parçalanacak.
Olacak öylesine bir doluluk ki
oluş
patlayacak.
O zaman
havalanacak
yeni ben çatlaklarından
yaşamın
yeni kanatlarıyla
rengarenk, engin
oluşarak.
Olacak:
Var, gelecek.
Gelecek, getirecek.
Olacak, olduracak.
Var —
olacak.
Oruç Aruoba
-ol
an-
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.