BELKİ YENİDEN – Afşar Timuçin

AFŞAR TİMUÇİN BELKİ YENİDEN

Yeniden çiçeklenir belki dünya
Gök yeniden giyinir mavilerini
Bakarsın çılgın baharlar gene gelir
Bir uzak kıyıda karşılarız yazı
Yüreğimizin bir yanı acılı da olsa
Bir yanı sevinç dolar

Çayın rengi sabahın pembesine kavuşurken
Bir sigara daha içer miyiz birlikte
Binip bir otobüse bir yerlere gider miyiz
Yemyeşil denizleri kuşatır mıyız
Sonra döner gelir miyiz
Gül rengi bir akşamda seninle

Yeniden çiçeklenir mi dünya
Gök yeniden giyinir mi mavilerini

Afşar Timuçin
-Bulutlar Deniz Kokar-

Bu Dünyayı Kuran Mimar – Âşık Veysel

Bu dünyayı kuran mimar
Ne hoş sağlam temel atmış
İnsanlığa ibret için
Kısım kısım kul yaratmış

Kimi yaya kimi atlı
Kimi uçar çift kanatlı
Dünya şirin baldan tatlı
Eyvah balı tuza katmış

Kazması yok küreği yok
Ustası var çırağı yok
Gök kubbenin direği yok
Muallakta bina çatmış

Bu çark böyle döner durmaz
Ehli aşklar yanar durmaz
Aşk meyinden kanar durmaz
Sevgi muhabbet yaratmış

Hep biliriz dünya fani
Oyalıyor seni beni
Adem atadan bu yana
Nice insan gelmiş gitmiş

Bu dünyaya gelen gülmez
Bir yol var ki giden gelmez
Bu hikmeti kimse bilmez
Ona sır demiş kapatmış

Bu nizamı böyle kurmuş
Kendi çekilmiş oturmuş
Veysel’e türlü dert vermiş
Durmadan derman aratmış

Aşık Veysel Şatıroğlu

KARANLIKTA – Oruç Aruoba

ORUÇ ARUOBA KARANLIKTA

Burada
olacağım.

Burada
bu karanlıkta
cama dayalı, taşa sarılı, ipe bağlı
bu sarmaşığın
kuruyan dalları arasında
kanatlarımın titrekliğini
salarken havaya
biliyorum artık :
Var —
olacak.

Gelecek beni burada bırakan
serin esinti
sesimin kısıklığı
gidecek.
Alacak beni götürecek
o serinlik dinlendirecek.

Gelecek beni buraya atan
dingin üzüntü
sesimin kırıklığı
gidecek.
Alacak beni götürecek
o dinginlik
iyileştirecek.

Var o tını :
Gelecek.

Ben de geleceğim o zaman geri,
hiç olmadığım gibi yıllar boyu.
Koyu sesim tınlayarak
anlam dolu
doldurarak havayı
oldurarak :

Ben de gideceğim o zaman ileri,
hiç olamadığım gibi yıllar boyu.
Kutlu sesim çınlayacak
anlam dolu
olgunlaştırarak havayı
oluşturarak.

Ben de bulacağım o zaman seni,
hiç ulaşamadığım yıllar boyu.
Mutlu sesim fırlayarak
anlam dolu
delip geçerek havayı
varederek.

Sen :
Kısık sesimin özlediği
serin tını.
Kırık sesimin istediği
dingin tını.
Bezgin sesimin beklediği
gergin tını.

Varsın
geleceksin.

Varken, ölecekken
varım, olacağım:

Var —
olacak.

Olacak öylesine bir aydınlık ki
varlık
çatlayacak.
Olacak öylesine bir karanlık ki
yokluk
parçalanacak.
Olacak öylesine bir doluluk ki
oluş
patlayacak.

O zaman
havalanacak
yeni ben çatlaklarından
yaşamın
yeni kanatlarıyla
rengarenk, engin
oluşarak.

Olacak:
Var, gelecek.

Gelecek, getirecek.
Olacak, olduracak.

Var —
olacak.
Oruç Aruoba
-ol
an-

VARSA ÖLÜMÜN ARİFESİ – Can Yücel

CAN YÜCEL VARSA ÖLÜMÜN AREFESİ

Bakmayın siciline “emekli yüzbaşı” kaydı işlendiğine,
Kendisi mirlivaydı…
Nası da sürerdi yavrum, gebelerden aşağı
Şiir-aşkın komutu üzre
Livalarını
O umarsız ve umulmaz güzellikteki benliğimize doğru!..

Gördünüz hepiniz arazide onu
Bütün piyade ve süvari tatbikatlarında…
Derken indirirdi bir paraşüt bölüğünü
Benlen karımı barıştırmak için
Oturup patlıcan salatası yapardı
Unutmaz kırmızı biberi, sarımsağını…

O, aynı zamanda, Napoleon’un ordusunda
Mısırların, kıtaların ta önünde
Yürüyen bir trampete çocuktu
Waterloo veya 12 Mart’ta…
Belki de İspanyol İç Harbi’nde
Pisi pisine ölen bir Lorca…

Ben Turgut’la okuşup koklaştığımda
Yaşamanın umman soluğunu soluduğumda
Denize açılır olurdum hep
Fethe çıkarcasına “Dünyanın En Güzel Arabistanı’nı
Şiirimizin o en kızıl saçlı levendiyle…

Can Yücel
-Portreler-

Turgut Uyar (4 Ağustos 1927 – 22 Ağustos 1985), Anısına saygıyla..

TURGUT UYAR BİTMEMİŞ ŞİİRLER VI

ELÂLEM – Turgut Uyar

I.
Siz gidiniz ben duracağım
Büyük yıldızlara ve dağlara karşı
İşte bu yol kavşağında dinelip yıllarca
Genç ihtiyar fakir fukara demeden
Gelen geçen ben-i Âdemin adını soracağım.

Kimse adını demezmiş varsın demesin
Elâlem gülermiş varsın gülsün
Yağmurlar yağarmış varsın yağsın
Bir şeyler olurmuş varsın olsun.

Bir köprünün altından sular geçecek
Denizler Bahri Sefit Bahri Ahmer Bahri Bilmemne
Koyup ellerimi başımın altına toprakta
En uzak en yakın ikisi ortası yıldızlarda
Beyler paşalar gibi kadınlı kızlı
İpe sapa gelmez hayaller kuracağım.

Ama bunlar olmazmış varsın olmasın,
Ama elâlem …
Ne derse desin.

Benimki sevda değil baş belâsı
Bunun sonu olmaz biliyorum
Ne kadınım diyebilirim elâleme ne kardeşim
Hiçbir kapıyı çalamam dileyince madem
Ben gidiyorum siz durunuz
Gül kurusu vişne çürüğü limon küfü
Diyarı gurbetlerde de bir deva bulamazsam
Başımı taştan taşa vuracağım.

Turgut Uyar
-Türkiyem-

 

Yaşasın Cazın Getirdiği Devrim – Can Yücel

CAN YÜCEL YAŞASIN CAZIN GETİRDİĞİ DEVRİM

Hiçkimse kalmadı
Çiçekler çarpık açıyorlar
Ampüller eğriydi
Merdivenlerden çıkamıyordum
Tavan basıktı
Sifon işlemiyordu
Sıçamıyordum
İşeyemiyordum
Bir ölü militan baharı
Bir apartman dairesinde bekliyordum
Ben ki beklemeyi sevmem
Beklemek benim için bir azap olduğuna göre
Beni gazaba getirir
Tramvay ihtiyarı duraklarında bekleye bekleye
İhtiyarlamış bir komünist olarak
Gitardan çıkan tın sesleri
Beni yeniden adam edecektir
Havada Havva olan bir Âdem
Ve yaklaşırken bütün güzellikleri baharla birlikte
Arkadaşlarım olan cazcılar
Elbette bulacaklar bir acıbadem
Ve biz yaşamayı yeniden kuracağız
Bu zıkkım denilen ritim
Ve stringtin
Hepimiz yaşamaktaki inkılap içinde değiliz
Yaşasın cazın getirdiği devrim!

Can Yücel
-Gece Vardiyası-