Seviştik. Sonra sokuldum kokuna;
su orguydun, efsaneni dinledim;
‘ayrılık günü bir gül getir bana’
diyen karlamış sesinle ürperdim.
Kırlaştılar; saçlarımı okşadın
şefkatle; ışıdı o solgun suret;
bir ormanın ruhuydu parmakların,
dağıldı sesimdeki şikayet.
Ayrılık bilemem ne zaman gelir,
Sen bir okul defteri getir bana;
çünkü sade yazmak tesellidir
çektiğimiz acıya bu dünyada.
Kırlaştı saçlarım, yakınmıyorum;
ölüme yargılı insan doğumda;
yeraltı mı daha korkunç bilmiyorum,
dünya mı? Yaşadım yaşadığımca.
Sen de erken dolarsa vade eğer
ne olur ‘beyaz bir gül at’ ardımdan
bomboş sokağa, dağılsın her keder.
Ahmet Oktay
-Az Kaldı Kışa-